Bir bisiklet gravürünün, antik bir Hint tapınağında ne işi var?
Eğer YouTube’da çok uzun zaman geçirdiyseniz veya WhatsApp’ta yanlış bilgi iletme konusunda çok “yetenekli” bir tanıdığınız varsa, eski bir Hint tapınağında bisiklete binen tuhaf bir insan oymasının fotoğraflarıyla karşılaşmış olabilirsiniz. Çeşitli gönderilere göre bu gravür, eski Hindistan’daki insanların bisikletlerin icat edilmesinden bin yıldan fazla bir süre önce bisiklete bindiklerini gösteriyor.
Burada tam olarak ne olduğunu ve nasıl bir bisikletin tarihi oymalarda yer aldığını merak edebilirsiniz. Bu konuda neredeyse kesin olarak söyleyebileceğimiz şey, bu tapınak ilk inşa edildiğinde etrafta bisikletlerin olmadığı…
Peki o zaman, bu bisiklet gravürünün orada ne işi var? Indian Temples Research & Media Services (Hindistan Tapınakları Araştırma ve Medya Hizmetleri), Instagram’da bu iddialar hakkında yaptığı bir yorumda “Aklıma gelen ilk soru şu; eğer bisiklet gerçekten Chola döneminde icat edildiyse neden yaklaşık bin yıl boyunca kullanılmadı?” diye soruyor ve devam ediyor: “Neden hiçbir literatürde, epigrafik kanıtta, heykellerde veya destanlarda bisiklete dair tek bir referansa rastlamıyoruz? Nasıl oluyor da bisiklet binlerce yıl sonra dünyanın başka bir yerinde birdenbire ortaya çıkıyor?”
Göz doktoru ve amatör araştırmacı Dr. R. Kalaikovan’ın da ilgisini çeken bu oymanın muhtemelen çok basit bir açıklaması var. Dr. Kalaikovan, The Hindu ile yaptığı görüşmede “Etrafa göz atarken, Amman tapınağının arkasındaki bir sütunun üzerindeki bisiklet oymasıyla karşılaştım. Antik bir tapınakta bisiklet resmi görmek çok komik ve merak uyandırıcıydı. Ama ne yetkililer ne de tarihini yazan bilim insanı onun oraya nasıl geldiğini açıklayamadı, ben de bu gerçeği araştırmaya başladım” dedi.
Bu araştırmaları sırasında Kalaikovan, tapınağın bisikletlerin bölgede yeni bir yenilik olduğu 1920’lerde yenilendiğini keşfetti. Ve bu gravürün de o zaman yerleştirildiği kesin gibi görünüyor. Kalaikovan sözlerini şöyle tamamlıyor: “Belki de heykeltıraş bisiklet süren birini görmüş, ondan etkilenmiş ve onu sonsuza kadar taşa kaydetmiş olabilir.”